Günlük hayattaki hızlı tüketim alışkanlıklarıyla, özellikle Covid-19 pandemisiyle kullanımı artan tek kullanımlık plastik bardak, tabak, poşet gibi ürünlerin yanında insanlar, yenilen gıdalarla da sağlık açısından plastiğin kimyasal tehdidine maruz kalıyor.
Plastik kirliliği deniz canlılarını etkilerken, deniz ürünlerinden kaynaklı olarak, bunu tüketen kişiler de aynı riskle karşı karşıya kalıyor. Aynı zamanda sebze meyveler de yetiştirilme tekniği bakımından topraktaki kirlilikten payını alıyor.
1 KİLOGRAM TOPRAKTAN 32 ADET MİKROPLASTİK ÇIKTI
ÇÜ Su Ürünleri Fakültesi Su Ürünleri Temel Bilimleri Bölümü Öğretim Üyesi Doç. Dr. Sedat Gündoğdu, özellikle Karataş ilçesinde örtü altı seracılık yapılan bölgelerde toprak analizi yaparak plastik kirliliğini araştırdı. Doç. Dr. Gündoğdu, topraktan elde edilen analizlerde, insan ve çevre sağlığının yanı sıra gıda güvenliği riski açısından vahim sonuçlar çıktığını söyleyerek, “Bu bölgelerde 10 ayrı parselden, yüzeyin 5 santimetre derinliğindeki kısmından 1’er kilogramlık toprak aldık. 1 kilogram toprakta tek kullanımlık sera örtüsü ve damla sulama borularının plastiğinden kaynaklı olarak 32 adet mikroplastik tespit edildi. Özellikle kavun, karpuz, çilek ya da turfanda sebze yetiştiriciliğinde bu plastikler çok daha yoğun kullanılıyor. Uzun süre bu plastik malzemelerin kullanıldığı yetiştiriciliğin uygulandığı çilek tarlalarında Ankara Üniversitesi Ziraat Fakültesi’nden araştırmacılarla ortak yaptığımız çalışmada ise 1 kilogramlık toprakta 300’den fazla partikül saptadık” diye konuştu.
YETİŞTİRİLEN ÜRÜNLER İÇİN GIDA GÜVENLİĞİ RİSKİ
Tarımsal alanlarda plastik kullanımının özellikle son 10-15 yılda çok fazla yaygınlaştığına dikkat çeken Doç. Dr. Gündoğdu, şöyle konuştu:
“Ürünü erken hasat etmek için bu sorunla karşı karşıya geliyoruz. Bu plastikler ne kadar uzun süre kullanıldıysa topraktaki kirliliğin boyutu da o kadar fazla oluyor. Bunların topraktan uzaklaştırılması mikroplastik haline geldikten sonra mümkün olmuyor. Kirliliği bir nebze azaltmak için plastikler, kullanım sonrası toplanmalı, örtülerin bir miktar daha kalın hali kullanılmalı ve tek kat şeklinde uygulanmalıdır. Biz sadece kirliliğin miktarına yönelik bir çalışma yaptık ancak başka ülkelerde yapılan örnek çalışmalar, plastiklerin nano parçalara ayrılarak yetiştirilen ürünlerin içerisine nüfus edebildiğini ortaya koyuyor. Bu durum gıda güvenliği açısından risk teşkil ediyor. Bu riskin minimize edilmesi için tarımsal anlamda plastik kullanımının kontrol altına alınması gerekiyor.”
ÖNLEM ALINMALI
Plastik tek kullanımlık sera örtüsü ve borularının yarattığı kirliliğin gıda güvenliğini tehlikeye atmasının yanı sıra çevresel risk de oluşturduğuna değinen Doç. Dr. Gündoğdu, şunları söyledi:
“Karataş bölgesinde örtü altı yetiştiriciliğin yapıldığı bölgelerin hemen yakınında Akyatan ve Tuzla lagünü var. Her iki lagünde de bu plastiğe rastlamak mümkün. Plastiklerin bu kadar yoğun kullanması ve toplanmaması durumunda rüzgar ya da yağış yoluyla gidecekleri ilk yer sucul ortamlardır. Buna dair ivedilikle bir düzenleme yapılması gerekiyor ki bu plastikler, insan ve çevre sağlığıyla gıda güvenliği açısından risk yaratmayacak duruma gelebilsin.”