Mert İnan – Yaz döneminden bu yana kuraklığın en sert yaşandığı bölgelerin başında Güneydoğu Anadolu ve Aydın ovaları geliyor. Türkiye’nin can damarı sayılan Aydın ovaları ile Güneydoğu’nun tarım arazilerinde son 50 yılın en kurak döneminin yaşandığına dikkat çeken çiftçiler, yağışların gelmemesi durumunda yaz döneminde su kıtlığının kaçınılmaz olduğunu dile getiriyor. Egeli çiftçiler için kuraklık kadar bölgenin can damarı sayılan Büyük Menderes nehrindeki kirliliğin de sorunları katladığı belirtiliyor.
Ekosistemi Koruma ve Doğa Sevenler Derneği Başkanı Bahattin Sürücü, şu tespitlerde bulundu:
Susuzluktan pörsüdü
“Birkaç gündür az da olsa yağış söz konusu ancak ocak ayına kadar neredeyse hiç yağış görmedik. İklim değişikliğinin etkilerini somut olarak görüyoruz. Geçtiğimiz günlerde Aydın Sultanhisar civarındaki zeytinlerin susuzluktan pörsüdüğünü gördük. Yağışların yetersiz olması nedeniyle verimde düşüş var. Büyük Menderes’te katı atık, inanılmaz boyuttaki kirlilik devam ediyor. Havzada zeytin mevsimi olması nedeniyle zeytinyağı katı atık suları derelere dökülüyor. Kirlilik Bafa Gölü’ne ve Ege Denizi’ne akıyor. Jeotermal kaynaklardan çıkan atıklar da yeraltı sularına karışıyor. Kuraklıkla kirliliğin bir araya gelmesi katmerli su kıtlığı anlamına geliyor. Yaz döneminde rekoltede ciddi düşüş olacaktır. Bu gidişle yeraltı su kaynakları da tükenecektir.”
Vahşi sulama uyarısı
Germencik Çevre Derneği Başkanlığı da yapan çiftçilerden Halil Çetinkaya da yaz döneminde kuraklık felaketi yaşamaktan endişe ettiklerini söylerken “Zaten Aydın’ın verimli toprakları jeotermal enerji santrallerinden (JES) olumsuz etkileniyor. Üzerine Büyük Menderes’in kirliliği ve kuraklık eklenince gerçekten ne yapacağımızı bilmez durumdayız. Yeraltı su kaynakları başta olmak üzere, tarım arazilerinde çok ciddi kirlilik yaşanıyor. Dünyanın en verimli tarım arazileri JES’lerin tehdidi altında yok oluyor. Kuraklığın devam etmesi zeytin, incir, pamuk ve mısır üretiminde dibe vurmak anlamına gelir” diye konuştu. Germencik Ziraat Odası Başkanı Şehabettin Çapakçıoğlu ise Aydın ve çevresindeki su rezervlerinin gün geçtikçe azaldığını belirtirken, uyarılarını şöyle sıraladı:
“Günler ilerliyor, beklenen yağış gelmiyor. Barajlar boşalıyor, yeraltı su kaynakları azalıyor. Aydın ovalarında incir, zeytin arazilerinin yanı sıra pamuk, yem bitkileri ve buğday tarlaları bulunuyor. Bölgedeki nüfusun büyük kısmı çiftçilikle uğraşıyor. Yaz dönemi için oldukça endişeliyiz. Tüm tarım sahalarında yağmurlama dediğimiz sisteme geçilerek, vahşi sulamadan vazgeçilmesi gerekiyor. Germencik’te 90 bin dekar alanda incir, 80 bin dekarda zeytin üretimi yapılıyor. Kuraklık kriz masası gündeme gelmeli.”
Son 52 yılın en kurak dönemi
Güney Ege ve Aydın ovaları kadar kuraklığın kasıp kavurduğu yerlerin başında Şanlıurfa, Mardin ve Diyarbakır’daki tarım arazileri geliyor. Mardin Ziraat Mühendisleri Odası Başkanı Mesut Türk, yağışlardaki düzensizlik ve kuraklığın neden olduğu sorunlara dikkat çekerek, “Son 52 yılın en kurak dönemini yaşıyoruz. Kuraklık devam ederse, meyve ağaçlarından istediğimiz verimi alamayız. Güneydoğu’da her yıl daha kötüye giden kuraklık sorununa karşı GAP’ın tam kapasite hayata geçmesi çok önemli. Yakın gelecekte kuru tarım diye bir üretim şekli kalmazsa sürpriz olmasın. Herkes yağışı bekliyor. Yeraltı suları azalıyor. Barajlar yarı seviyesinde. Hububatta rekolte düşerse ekmek 10 lira olur. Dicle bile eski gibi akmaz oldu” dedi. Milliyet’e konuşan Şanlıurfa Ziraat Mühendisleri Odası Başkanı Abdullah Melik de bölgede 11 milyon dönüm işlenebilir tarım arazisi olduğuna değinirken şunları söyledi:
“5.5 milyon dönümlük alan sulanabilir yani sulak tarım yapılan araziden oluşurken, kalanı ise kuru tarım bölgeleri. Bu yaz dönemi, Şanlıurfa, Mardin ve Diyarbakır’da ciddi kuraklık sorunu yaşandı. Sonbaharda biter dedik ama kuraklık sonbahar ve kış dönemine de sarktı. Türkiye’nin yüzde 50 fıstık ihtiyacını bizim şehrimiz karşılıyor. Susuzluk olursa fıstık ve badem üretimi darbe yer.”
‘Suya hasret kaldık’
Ziraat Mühendisleri Odası Diyarbakır Şube Başkanı Abdulsamet Ucaman da yaz döneminden bu yana çok ciddi kuraklık yaşadıklarını belirtirken, “10 içinde yağış gelirse kayıplarımızı bir nebze bertaraf etmiş oluruz. Bu gidişat sürerse yeraltı suları çekilir. Asıl endişemiz yaz dönemi ve 2023’ün sonuna sarkacak kuraklık riski. İlkbaharda yağış olmazsa kuraklık, sonbahar hasadında çok ciddi rekolte kaybı olur. Barajlar boşalıyor. Pamuk ve mısır için su gerekiyor. Sıkıntı olursa herkes etkilenir. Son yılların en kurak dönemini yaşıyoruz. Suya hasret kaldık” uyarılarını sıraladı.