CHP lideri Kemal Kılıçdaroğlu, partisinin grup toplantısında gündemi değerlendirdi. Cüneyt Arkın’ın bir filmindeki, “Ben Kemal geliyorum” sözleriyle adaylık sinyali de veren CHP lideri özetle şunları söyledi:
ENDİŞE ETMEYİN: (Salondaki af pankartı ve af sloganları üzerine) Hiç endişe etmeyin, herkesin hakkını teslim edeceğim. Çek mağdurları var aramızda, biliyorum af talebinde bulunanlar var, atama bekleyen öğretmenler var. 3.5 ay sonra bütün sorunlarınız çözülecek.
BEKA SORUNU: Tek adam rejiminin bugün faturası hepimizin önünde duruyor. Bu rejim bizi mahvetti. Bu rejim artık Türkiye Cumhuriyeti Devleti için bir beka sorunudur. İktidar olduğumuzda göreceksiniz, hiçbir evin, fakir fukaranın ne doğalgazı kesilecek, ne elektriği kesilecek, ne de suyu kesilecek.
TARİHTE BİR İLK: (Ortak Politikalar Mutabakat Metni kitapçığını göstererek) Demokrasi tarihinde bir ilktir. Eğer cumhuriyet tarihinde altı lider bir araya gelip, 2300’ün üzerinde var olan sorunlara tek tek çözüm üretiyorsa ve bu çözümü üretirken oy birliğiyle yapıyorsa, gönül rahatlığıyla yapıyorsa, Türkiye’nin geleceği aydınlıktır.
YENİDEN İNŞA EDECEĞİZ: Yolsuzluklara karşı mücadele, işsizliği giderme, Türkiye’nin saygınlığını, itibarını koruyacak dış politikanın nasıl olması gerektiği burada var. Çalınan paraları nasıl alacağız, hepsi burada. Devleti yeniden inşa edeceğiz. Ahlak üzerine, erdem üzerine, bilgi üzerine, adalet üzerine yeniden inşa edeceğiz. Devlet gerçek anlamda devlet olacaktır, ana devlet olacaktır.
DOST MECLİSLERİ UYARDI: İlk yapacağımız iş, durum ve hasar tespit komisyonu kuracağız. Bütçe disiplini sağlayacağız. Devlet kimsenin babasının malı olmayacak. Götürdükleri paraları, malları onlardan tahsil edeceğim. Tabii bu çetelerle bu savaşı ilan etmeden önce dost meclislerinde çok uyarıldım. ‘Aman başkan onlarla uğraşırsan, o devasa para da seninle uğraşır’ diye telkinlerde bulundular. ‘Mafyası var, bunların paramiliter grupları var, derinleri var ama başkan dikkatli ol’ diyen dostlarla bir araya geldim.
BİLEREK YOLA ÇIKTIM: Ben bütün bunları bilerek ve düşünerek yola çıktım. Ben bilmiyor muydum, bunu söylediğimde bu sürecin ne kadar kirli hale geleceğini. Her türlü karalama kampanyalarının yapılacağını ve tehditlerin artacağını, silahların gölgesinde siyaset yapmak zorunda kalacağımı. Elbette biliyordum. Bunlarla görüştüğüm an emin olun aynı zamanda bu çarkın da bir parçası olacaktım. İktidarın ismi değişecekti ama halkımızın sefaleti devam edecekti. Bir Erdoğan gidecekti, yerine yeni bir Erdoğan gelecekti.
TEHDİTLER GELDİ: Partimizin görevlendirdiği uzman ekiplerimiz hazineden çalınan paranın peşine düştüğü an. Devletin hazinesinden çalınan paranın 418 milyar dolar olduğunu saptayınca, karalama kampanyaları ve suikast tehditleri gelmeye başladı. Ha ben korktum mu? Vız gelir, tırıs geçer. Bay Kemal asla ve asla geri adım atmaz. Kale gibiyiz, sur gibiyiz, asla ve asla geri adım atmayacağız.
SAYIŞTAY’A SESLENDİ: Bu vesileyle devletimizin temel kurumlarından olan Sayıştay’a seslenmek istiyorum. İktidara geldiğimizde o raporlarınızda 418 milyar doları görmezsem görevinizi layıkıyla yerine getirmemişsiniz demektir. Vallahi de billahi de raporda görmezsem yakarım sizleri. Sayıştay’a son bir şans vermek için onlardan randevu talep edeceğim.
ÇETEMETRE PANOSU: Son bir Bay Kemal uyarısı daha yapmak istiyorum. Çeteleri, hazinenden sülükleri, parazitleri temizleme operasyonu başlamadan önce, Ankara’ya dev bir dijital pano kurduracağım. Adı ‘çetemetre’ olacak. Halktan çalınan ve geri aldığımız her doları bu panoda görecek bütün Türkiye. Çalınan 418 milyar doları burada görünceye kadar durmayacağım. Mal varlıklarının geri alınması ofisini kuruyoruz. Kediye, köpeğe aldıkları tasmalara, beytülmalden bir kuruş harcanmışsa onu bile geri alacağım. Vuracağız neşteri. Alacağız devlet malını geriye.
BEN KEMAL, GELİYORUM: Seçimin ertesi gününde onların telefonları acı acı çalacak. Açtıkları telefonun ucunda bir ses duyacaklar, ben Kemal geliyorum.