Önder Yılmaz – Malkoç, Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan ve milletin ferasetiyle Türkiye’nin bu badireyi atlattığını kaydetti. Sokaklarda milletin, Meclis’te siyasilerin, yargıda vatansever hakim ve savcıların, emniyet ve orduda cuntaya karşı olanların ilk defa darbeye direnç gösterdiğine işaret eden Malkoç, “Bu dünyadaki demokrasi tarihi için hukuk fakültelerinde ders olarak okutulacak bir olaydır” değerlendirmesini yaptı. Malkoç, FETÖ’nün tam bitmediği, Türkiye içinde ve özellikle yurt dışında faaliyetlerini hâlâ devam ettirdiği uyarısında bulundu. Malkoç, “Her ne kadar bazı gruplar FETÖ’yü yeniden diriltmeye seçimde onlara heyecan ve umut vermeye çalışıyorsalar da bu millet FETÖ’cülerin üzerini çizmiş, kalemlerini kırmıştır. Zihinlerde ve vicdanlarda mahkûm etmiştir” dedi. Malkoç, 15 Temmuz’dan çıkarılması gereken dersleri şu beş başlıkta özetledi:
DARBECİLER AKILLANSIN: İlk ders; hiç kimse herhangi bir siyasi ve sosyal grup, Türk Silahlı Kuvvetleri’nin içerisindeki cuntacılar, devleti ele geçirmeye kalkmasın. Bu devlet ele geçirmek için değil. millete hizmet için vardır. Kim kendisini devletin yerine koyar veya ‘ben devlet oldum darbeyle devleti yönetirim’ demeye kalkarsa, baksınlar darbecilere gerek 28 Şubat’a gerekse FETÖ’cülere yargılandığı mahkemeye baksınlar ders alsınlar, akıllansınlar. Devleti, milleti yönetmek isteyenler partilerini kurarlar, propagandalarını yaparlar, milletin oyunu alıp iktidara gelirler. Ama bunun dışında darbeyle ben güçlendim, ben devlet oldum, devleti ele geçirmeye kalkarlarsa millet karşısına dikilir, bu devletin savcıları yakasından tutar sanık sandalyesine oturtur.
DİN DOĞRU ÖĞRETİLMELİ: İkincisi Türk halkı dindardır, dinini sever, Müslümanlığı yaşamaya heveslidir. Diyanet İşleri Başkanlığı öncülüğünde, Milli Eğitim Bakanlığı’nın müfredatında geleceğimiz olan evlatlarımıza, dini değerlerin, Müslümanlığın sahih olarak öğretilmesi gerek. Kuran’a uygun olarak ve Peygamber Efendimizin sünnetine uygun olarak öğretilmesi gerekir ki bir daha FETÖ veya benzeri yapılanmalar ortaya çıkmasın. Bu çok önemli bir mesele. Bu Türkiye’nin milli güvenlik meselelerinden bir tanesidir. Yeni oluşumlara kesinlikle müsaade edilmemeli. Özellikle Diyanet’e çok önemli görev düşüyor. FETÖ aynı zamanda dini yapılanma. Diyanet, bunların itikadi yönden nasıl İslam’ın dışında olduklarını özellikle cemaat adı altında dünyadaki egemen güçlere nasıl hizmet ettiklerini ve İslam’ı nasıl yanlış şekilde bozmaya çalıştıklarını mutlaka ortaya koymalı. Devletin adliyesi, güvenlik birimleri, emniyet ve istihbarat birimlerinin gösterdiği faaliyetin, mücadelenin en az 10 katını Diyanet göstermeli.
HUKUKUN ÜSTÜNLÜĞÜ: Üçüncü olarak Türkiye’de hukukun üstünlüğüne saygı duyulmalı, devlette yapılan bütün işlemlerin, eylemlerin hukuka uygun olarak yapılması gerekli. Biz geçmişi 2500 yıla dayanan bir devlet geleneğine sahip milletiz. 1500 yıllık İslam medeniyeti birikimine sahip olan bir devletiz. Biz Anadolu gibi çok çetin bir coğrafyada 72 buçuk milleti bin yıldan beri yöneten bir milletiz. İşte bu tecrübeyle geleceğe emin adımlarla yürümeliyiz, yürüyeceğiz.
KAYNAKLAR ÇOĞALTILDI: 15 Temmuz’da çıkarılacak önemli derslerden birisi de Türk Silahlı Kuvvetlerine eleman yetiştiren, insan yetiştiren eğitim kurumlarının yeniden ele alınması. Memnuniyetle gördük ki darbecilere zemin hazırlayan anlayışa sahip olan eğitim yuvaları kapatıldı, onun yerine Türk Silahlı Kuvvetlerinin kaynakları çoğaltıldı. Milletin evlatlarının tümüne açık hale getirildi. Bu hassasiyetten vazgeçilmemeli. İleri demokrasilerde olan şey Türk Silahlı Kuvvetlerinin hiyerarşi içerisinde Millî Savunma Bakanlığına bağlanması. 15 Temmuz’dan sonra bu da gerçekleşti bu önemli bir olaydır. Türkiye’de demokrasi, hukukun üstünlüğü daha da kuvvetlendirildi. Bu uygulamanın tavizsiz sürdürülmesi elzemdir.
TOPLUMA ANLATILMALI: Geriye kalıyor herkesin Türkiye’deki 85 milyon insanın hukuku benimsemesi, hukukun üstünlüğünü önemsemesi, insan haklarına riayet etmesi. Türkiye geçmişte de çok büyük badireler atlattı. Biz öyle sıradan bir millet değiliz. Hukukun üstünlüğünde daha güzel günlere hep beraber gitmeliyiz, gideceğiz. Hukukun üstünlüğünü yeterince anlatamazsak, demokrasinin kıymetini benimsetemezsek, devlet millet olarak kurumlar, dinin sahih anlamda ne olduğunu anlatamazsak tekrar sıkıntıya düşebiliriz.